2022’nin evleri, kişisel zevklere ve ihtiyaçlara yaslanan bir anlayışa selam çakıyor. Minimalizmin işlevsellik ile bütünleşeceği, zamansızlığın daha fazla anlam kazanacağı yeni yıl evlerinde en temel vurgulardan biri ise doğaya daha fazla alan açmak olacak.
Yeni bir yıl, doğası gereği, iyimserlik ve yeni başlangıçların vaadiyle doludur. Özellikle iki yıllık kargaşaya topluca katlandıktan sonra. Yorgun dünya, geleceğin nasıl görüneceğini düşünmeye devam ederken, “tanıdıklığa” eskisine oranla çok daha fazla bağlıyız. 2022’nin iç mekan trendlerinin çoğu da bu tanıdıklığa bir gönderme niteliğinde ve bu sene mekanlarda göreceklerimiz, uzmanlara göre, geçtiğimiz iki yılın yinelemesi olacak. Ancak buna her günün bir öncekine daha çok benzediği gerçeğine boyun eğmek gibi bakmamak gerekiyor.
Aslında kendimize ve bizi iyi hissettiren şeylere karşı daha dürüst davranıyoruz demek daha doğru olur. Modanın son yıllardaki evrimi gibi iç mekanlar da giderek trendlerden uzaklaşıp, daha kişisel ifadeyi ön plana çıkarıyor, dışarıyı daha fazla içeri alıyor. 2022’de iç mekanlar için ufukta tekrar eden konulardan biri de bu; doğayı yapılı mekanlara taşımak yani biyofilik tasarım. İç mekan uzmanları biyofilik dizaynın 2022 yılında da kolektif “yeni”imiz olacağını ancak biraz daha sofistike hale geleceğini söylüyor.
“Tasarım, asırlık formda olma ve hayatta kalma mücadelesinde, doğal dünyanın insan sağlığına ve üretkenliğine katkıda bulunan yönlerine odaklanmıyorsa, biyofilik değildir.”
STEPHEN R. KELLERT
PANDEMİ MEKANLARI YEŞİLE BOYADI
Ekolojist ve yazar Kellert, biyofilinin ne olduğunu ve ne sunması gerektiğini gayet net özetliyor. Biyofili, insanoğlunun doğayla doğuştan gelen biyolojik bağlantısına atıfta bulunan bir kavram. Bu bağlam, içinde fiziksel ve psikolojik iyi hissetmenin yanında, yaratıcılığı da barındırıyor. 10 yıllardır bilim insanları, araştırmacılar ve tasarım uygulayıcıları, mekanlarla ilgili memnuniyetimizi en fazla etkileyen doğanın yönlerini tanımlamak için çalışıyorlar. İnsanların, evlerinde bitkiler, doğanın renkleri ve diğer özellikleri ile nasıl daha iç içe olabileceğini ve kişiyi nasıl etkileyeceğini düşünüyorlar.
Pandemi, birçok konuda olduğu gibi bu noktada da bir katalizör oldu demek yanlış olmaz. İnsanların pandemi ile beraber dış mekandan uzak kalması, evlere kapanması ile doğayı eve taşıması arzusu büyük bir ivme kazandı. Özellikle de evden çalışma sisteminin yerleşik bir hal alması ile dış mekanları evlere getirmenin farklı yollarını göreceğimiz kesin.
WGSN’nin kreatif direktörü ve iç mekan kreatörü Lisa White, pandemi ile insan ve doğa arasındaki ilişkinin mekanlara taşınmasını şöyle ifade ediyor: “İnsanlar oturma odalarını ve alanlarını dışarıya taşımak istediler ve bitki dekorasyonu, bitki ebeveynliği, biyofilik tasarımı daha da zirvelere taşıyacaklardır.”
Pinterest de 2022’de yemyeşil mekanlara olan sevgimizin çiçek açmaya devam edeceğini belirtiyor. Platformun 2019-Eylül 2021 dönemi arasındaki bulgularına dayanarak ortaya çıkan ve küresel eğilimleri analiz eden “Pinterest Predicts 2022” raporuna göre, “biyofilik mimari” aramaları yüzde 150 artış gösterdi.
Biyofilik tasarım yatak odası, merdiven bahçesi, çiçek tavan terimlerindeki artış da raporda öne çıkıyor. Ancak 2022 yılında gelişecek olan yalnızca yeşilliklerle dolu bir yaşam ya da çalışma alanı değil. Mutfak dolaplarındaki eğlenceli vurgulardan tamamen boyanmış oturma odası duvarlarına kadar yeşil, iç mekanlarda her yerde olacak. 2022 için en iyi boya renkleri listelerinde de yeşil ve tonlarının hakimiyeti dikkat çekiyor.
Flora ve fauna desenli duvar kağıtları ve kumaşlar da evdeki alanlara eğlenceli dokunuşlar eklemek için popüler seçimler olacak.
DUYUSAL STRATEJİ
Pandemi esnasında öne çıkan bir başka başlık da kokular oldu. İnsanlar doğanın yalnızca görüntüsünü değil, kokusunu da içeri taşıma eğilimine geçtiler. Zihinsel keskinliği artırmak, odaklanmak, sakinleşmek ya da daha kolay uyuyabilmek için yüzyıllardır kullandığımız kokular evlere daha fazla girdi. Portakal çiçeği, adaçayı ve lavanta gibi kokular, son iki yıldır daha fazla mekanların içinde.
Uzmanlar, iç mekanların geleceği hakkında bir ortak paydaya sahipler: İnsanların göründükleri kadar iyi hissetmeleri gerekiyor. Bundan dolayı da tüketicilerin evlerinin duyusal deneyimlerine çok daha fazla dikkat edeceği belirtiliyor. Yani insanlar bundan sonrasında kompozisyonun yanına dokunsallık ve duyusal uyarımı daha fazla alacak.
2022 ve sonrasının iç dekorasyon trendleri uyarıcı canlı renkler, bambu, ahşap, taş gibi doğal dokuları daha fazla barındıracak. Doğal, sürdürülebilir ve organik mobilyalar daha çok rağbet görecek. Bu kombinasyonun tamamlayıcılarından birinin de teknoloji olacağı vurgulanıyor. Sesle etkinleştirilen musluklar, kendi ışığını ayarlayabilen aydınlatmalar ve yüksek teknolojili tasarımlar da geleceğin mekanlarında belirleyici olacak.
ZAMANSIZ ŞIKLIK VE İŞLEVSELLİK
Biyofilik tasarımın önemli tamamlayıcılarından biri de sürdürülebilirlik. Tüketim çılgınlığının son birkaç yıldır yerini bıraktığı minimalizm ve maksimal izm, ev yaşamında da kendini göstermeye başladı. İnsanlar artık bugüne hitap eden ürünler yerine ömürlük nesnelere, fikirlere ve görüntülere odaklanıyor. Elbette bunda son yıllarda doğanın yaşadığı tahribat da büyük etken. Doğaya daha fazla dönüş ile beraber, insan ile tabiat arasındaki uçurumun fark edilmesi, insanları doğaya daha saygılı bir yaşama itti ve bu anlayış artık ev dekorasyonun da bir parçası. Bu anlayış pandemi sonrası ile beraber daha büyük bir güç kazandı. Bunun bir yansıması olarak da insanlar, zamansız bir şıklık ve işlevsel ürünlere olan sevgisini keşfetti.
Bunun yanında mevcut malzemeleri yeniden kullanım amacına yönelik yükseliş eğilimi de devam ediyor. Gittikçe daha fazla, mevcut ürünleri farklı formlara sokma ve daha yenilikçi olarak değerlendirme çabası içine giriyoruz.
Pinterest Predicts 2022 raporuna göre, 2019-Eylül 2021 döneminde “biyofilik mimari” aramaları yüzde 150 artış gösterdi.
