Kaderimiz dinozorlarla aynı mı olacak? Altıncı yok oluş başladı

Dünya üzerindeki canlılar bugüne kadar 5 kez kitlesel olarak yok oldu. Bunların hiçbirinin nedeni canlılar değildi. Bilim insanlarına göre 6. kitlesel yok oluş evresine girmiş olabiliriz. bu kez olası bir yok oluşun nedeni de tehlike altındaki türü de bizleriz.

Yerküremiz dikensiz bir gül bahçesi değil ve üzerinde yaşayan canlı türleri günümüze kadar tam beş kez büyük ölçüde yok oldu. Bu yok oluş devirleri sırasıyla; Ordovisyen, Devoniyen, Permiyen, Triyas ve Kretase isimleriyle biliniyor. Bilim insanları 6. yok oluş dönemine girdiğimizi söylüyor. Bizi bekleyen bu olası yok oluşun en büyük nedeni yine bizleriz. Peki ya önceki 5 yok oluşta sebepler nelerdi? Hangi türler yok oldu? Hadi gelin birlikte göz atalım…

 

Ordovisyen dönem:

1. Yok oluş

Ordovisyen dönemde oldukça yaygın olan üç loblu türlerinden birinin fosili, ABD Doğa Tarihi Müzesi’nde

Günümüzden 495 milyon yıl önce başlayıp 471 milyon yıl önce sona erdiği kabul ediliyor. Bu dönemden önce büyük çoğunluğu Güney Yarım Küre’de toplanmış olan kıtalar, Ordovisyen’de iki farklı yönde hareket ettiler. En büyük kıta olan Gondvana, Güney Kutbu’na doğru kayarken diğer üç kıta da kuzeye, Ekvator bölgesine ilerleyerek birbirlerine yaklaştı. MİDYELER ORTAYA ÇIKIYOR Dönem boyunca deniz seviyesinin yükselip alçalmasıyla kıtalar sıklıkla denizlerin baskınına uğradı. İklim ılıman ve yağışlıydı. Bu dönemde pek çok alt tür ortaya çıktı ve gelişme olanağı buldu. Deniz omurgasızlarında ve tek hücreli ya da plankton türü canlılarda görülen bu büyük çeşitlenme, ‘Ordovisyen uyumsal açılımı’ olarak da bilinir. Bu dönemde ortaya çıkan yeni grupların başlıcaları midyeler, yosun hayvancıkları, mercanlarla, derisi dikenli ailesinden denizlaleleri, denizkestaneleri ve denizyıldızları oldu. Tek hücreli ve plankton türü küçük canlı türlerinin okyanuslara hızla yayılmasıyla, deniz suyunu süzerek beslenme tarzı da keşfedilmiş oldu. Sığ denizlerde geniş alanları kaplayan resiflerin ortaya çıkmasında bu türlerin etkisi büyüktü.

Gondvana hareketi yok oluşu tetikledi

Ordovisyen’de de oldukça yaygın olan ‘üç loblular’ farklı formlar kazandı. Pek çoğu diken ve boğum gibi yapılar geliştirirken, bazıları vücut segmentlerini birleştirdi. Farklı ortamlara uyumun sonucu olarak kimisi devasa gözlere sahip olurken, bazıları gözlerini tamamen kaybetti. Hayvanların karaya çıktıklarına dair ilk kanıtlar da Ordovisyen’de karşımıza çıkıyor. Ordovisyen’in sonlarına doğru, Gondvana Kıtası’nın Güney Kutbu’na doğru hareketi, Ekvator bölgesinden Güney Kutbu’na yönelen sıcak su akıntılarını da engelledi. Bu yüzey akıntıları olmayınca yüzlerce metre kalınlığında buzullar oluştu. Bu buzlanma bir yandan tüm gezegenin iklimini sertleştirirken diğer yandan da önemli miktarda suyu, buz olarak bağladı ve deniz seviyelerinin düşmesine neden oldu. Sığ denizlerin çekilmesiyle bu sularda yaşayan pek çok canlı türü yok oldu. Muhtemelen bir bölümü de kara yaşamına uyum sağladı. Bu yok oluşun sonunda dallı bacaklılara ve yosun hayvancıklarına ait türlerin neredeyse yarısı yok oldu.

Devoniyen dönem:

2. Yok oluş

Geç Devoniyen dönemde yaşadığı bilinen ‘Dunkleosteus Terelli’ bugüne kadar yaşamış en yırtıcı deniz canlısı olarak kabul ediliyor.

İkinci büyük yok oluşun yaşandığı bu dönemin günümüzden 419 milyon yıl önce başlayıp 357 milyon yıl önce sona erdiği kabul ediliyor. Bu dönemin başlarında yeryüzünde iki dev kıta vardı… Gondvana ve Lavrasya… Gondvana, Güney Kutbu’na doğru kayarken büyükçe bir bölümü de Lavrasya’yı güneyden sıkıştırmaya başladı. Dönemin sonuna doğru iki kıta birleşerek tek dev kıta Pangea’yı oluşturacaklardı. Her iki kıtanın birbirine çarptıkları uzun hat boyunca yeni dağ oluşumları ortaya çıkarken yoğun volkanik etkinlikler yaşandı. Günümüzde yüzeye yakın olarak bulunan maden yatakları bu dönemde ortaya çıktı.

İlk yağmur ormanları doğuyor

İlk dört ayaklı omurgalılardan olan ‘Ichthyostega’, bir Devoniyen dönemi canlı formuydu. Devoniyen’de bazı et yüzgeçli balıklar kara yaşamına adapte olmaya başladı. Her iki kıta arasındaki, okyanus tabanında magmanın yaptığı basınçla yükselmeler meydana geldi. Bunun sonucunda tüm dünyada deniz seviyesi yükseldi, gezegenin yüzde 85’i sularla kaplandı. Günümüzün Kuzey Kanada’sında ve Güney Çin’de ilk kez tropik yağmur ormanları

Köpek balıkları tarih sahnesinde

Devoniyenin sıcak ve sığ denizleri, çeşitli ve çok sayıda omurgasız grubuna ev sahipliği yapıyordu. Mercan, sünger ve alg birlikteliğiyle kurulan resifler yaygındı. Dallı bacaklılar, salyangozlar ve midyeler gibi yumuşakça grupları varlıklarını bu dönemde korudu. Basit bir anlatımla deniz salyangozlarının atası diyebileceğimiz ‘ammonitler’ bu dönemde ortaya çıktı. Balıklar ve kafadan bacaklıların sayısı arttı. Devoniyen sonunda üç loblu gruplarının çoğu ise yok oldu. Bu dönem, balık gruplarında görülen çeşitlilikten dolayı ‘Balıkların Çağı’ olarak da bilinir. İlk kez Ordovisyen’de ortaya çıkan çenesiz balıklar olan zırhlı balıklar, Devoniyen boyunca varlığını sürdürdü; ancak, çağın kapanmasıyla büyük oranda ortadan kalktı. Köpek balıklarının ve vatozların içinde bulunduğu grup olan kıkırdaklı balıklar da yine ilk kez Devoniyen’de ortaya çıktı.

Ayaklı canlılar karaya çıktı

Bitkiler de Devoniyen’de büyük bir evrimsel sıçrama yaptı. Devoniyen’in başlarındaki bitkiler 15-20 santimetre boylarında, yapraksız, otsu bitkilerdi. Dönemin sonlarına doğru ise odunlaşmış gövdeleri, 30 metreyi bulan boyları ile ilk ağaçların oluşturduğu ormanlar Devoniyen kıtalarını kapladı. İlk tohumlu bitkiler ortaya çıktı. Devoniyen’de eklem bacaklılarda da benzeri bir çeşitlenme oldu. Yine ilk kara omurgalıları görünemeye başladı. Ayaklar ilk kez 365 milyon yıl önce yaşamış Acanthostega ve Ichtyostega gibi canlılarda gelişti

Deniz yaşamı büyük zarar gördü

Devoniyen’in sonlarına doğru bir kitlesel yok oluş yaşandı. Henüz yolun başında olan karasal ekosistemlerin belirgin şekilde etkilenmediği yok oluşta, deniz yaşamı büyük zarar gördü. Resifler tamamen yok olurken, mercanlar da ciddi biçimde azaldı. Dallı bacaklılar, üç loblular ve ilkel balık grupları ya iyice azaldı ya da tamamen kayboldu. Planktonik graptolitler yine yok olan türlerdendi.

Permiyen dönem:

3. Yok oluş

Balıkların birçok özelliğini taşıyan Eryops, Permiyen dönemin en büyük 2. amfibyumuydu.

Günümüzden 299 milyon yıl önce başlayıp 251 milyon yıl önce sona erdiği kabul edilir. Bu dönemde, karaların büyük bir bölümünde hüküm süren kurak iklim, yağmur ormanlarını olumsuz etkilemişti. Dönemin sonlarında doğru yağmur ormanları neredeyse tümüyle ortadan kalktı. Karasal flora, baskın olarak kozalaklı bitkilerin de arasında bulunduğu açık tohumlular tarafından oluşturuluyordu.

Tüm türlerin yüzde 90 – 95’i ortadan kalktı

Permiyen omurgalı faunası yaygın bir gelişme ve çeşitlenme yaşadı. İki yaşamlı Labyrinthodontlar ve memelilere benzer türler de dahil olmak üzere sürüngenlerin yükseldiği bir dönemdir. Permiyen döneminde, sürüngenlerinin fosil kayıtları oldukça kalabalıktır. Permiyen sonunda görülen ve tüm türlerin yüzde 90-95’inin ortadan kalktığı ve karasal yaşamın görece daha az etkilendiği yok oluşta, omurgalı, böcek ve bitkiler dahil türlerin yüzde 70’i ortadan kalktı.

Labyrinthodont, günümüze ulaşamayan bir Permiyen dönem canlısı.

Yok oluşun nedeni tartışma konusu

Bitkiler de yok oluştan ciddi biçimde etkilendi. Ancak, büyük bitki grupları hayvanlar gibi tamamen yok olmadı. Bu kitlesel yok oluşa neyin ya da nelerin neden olduğu bugün için hâlen tartışmalı bir konudur. Pek çok bilim adamı bir gök cisminin dünyaya çarpması tezini kabul ederken, deniz yaşamının yüzde 90’ı ortadan kalkmasına karşın kara sürüngenlerinin üçte ikisinin kurtulmuş olması, başkaca nedenlerin olması gerektiğini savunan bilim adamları için gerekçe teşkil etmektedir.

Triyas dönemi:

4. yok oluş

Almanya Wolfgang Bonhage Müzesi’nde, Triyas döneminde ortaya çıktığı kabul edilen ilk memelilerden ‘Procynosuchul’ için bir örnek.

Günümüzden 252 milyon yıl önce başlayıp 202 milyon yıl önce sona erdiği kabul edilir. Bu dönemde dünyadaki tek kıta olan Pangea, parçalanmaya başlar. Kuzey Amerika ve Kuzey Avrupa Pangea’dan kopar. Trias’da deniz yaşamı bugünkü görünümü alır. En önemli fark, dev deniz sürüngenlerinin hakim yırtıcı türleri oluşturmasıdır. Su kaplumbağaları ve timsahlar da bu devirde ortaya çıkmıştır. Günümüz mercanları ilk kez Tetis Denizi’nde görülür.

Dönemin sonunda ilk memeli türleri ortaya çıktı

Pangea’nın kurak kesimlerinde sporlu bitkilerin yanı sıra açık tohumlulardan özellikle kozalaklılar yaygındı. İlk memeliler de Trias’ın sonlarında ortaya çıktı. Bunlar, oldukça küçük cüsseli canlılardı. Dinozorların ilk türleri yine bu devre aittir. Trias’ın sonunda, nedeni bugün için net olarak bilinmeyen bir kitlesel yok oluş yaşandı. Hayvan türlerinin yüzde 35’i, deniz yaşamının ise yüzde 50’si bu yok oluştan etkilendi.

Kretase dönemi:

5. Yok oluş

Kretase’nin sonunda bir göktaşının gezegene çarpmasıyla dinozor türlerinin tamamının yok olduğu öne sürülür. Diğer bir varsayım ise ani iklim değişiklikleri sonucu sıcaklığın düşmesi olarak kabul görür.

Kretase döneminin, günümüzden 145 milyon yıl önce başlayıp 66 milyon yıl önce sona erdiği kabul edilir. Denizlerde planktonik yaşam yaygınlaştı. Planktonlarla beslenen deniz canlıları açısından son derece uygun olan bu ortamda, resifler de hızla yayıldı. Resiflerin yaygınlaşması pek çok canlı türünün gelişmesine ortam sağladı. Orta ve derin sularda kıkırdaklı dev yırtıcılar varlık gösterirken sığ sularda ortama uyum sağlayan sürüngen türleri yaygınlaştı. Her iki grup da Kretase boyunca giderek daha irileşti.

Dinozorların altın çağı kapanıyor

Çiçekli bitkiler, bu döneme damgasını vurmuştur. Meşe türleri, akçaağaç, manolya, ceviz, huş ve dişbudak ağaçları, çiçekli odunsu bitkilerin bugüne ulaşan biçimleridir. Çiçekli bitkilerin çoğalmasından, üreme ve yayılma olanakları açısından böcekler gibi canlı türleri de yararlanmıştır. Dinozorların yanı sıra birçok yeni tür bu dönemde ortaya çıktı. Kretase dönemi, ‘dinozorların altın çağı’ oldu. Kretase’nin sonunda bir göktaşının gezegene çarpmasıyla tüm yaşam türlerinin yüzde 70-80’i yok olmuştur. Diğer bir varsayım ise ani iklim değişiklikleri sonucu sıcaklığın düşmesi olarak kabul görür. Bu yok oluştan en fazla etkilenenler genel olarak sürüngenler ve özel olarak da dinozorlardır. Tüm kuş olmayan Dinozor türleri ortadan kalkmıştır.

Son Eklenenler

Japonya’da ‘Beni-Koji’ tüketimi: Beni-Koji ile ilgili ölüm sayısı artıyor

Japonya'da takviye diyet gıdası beni-koji nedeniyle yaşanan ölümlerle ilgili endişe artıyor. Kobayashi Pharmaceutical Co. firmasının açıklamasına göre,...

Rüyalardan doğan manastır: Sümela

Trabzon’un yemyeşil vadisinde sanki sırtını ardındaki dağa yaslamış gibi bin 600 yıldır ayakta duruyor. Uçurumun kenarında adeta...

Hayatlara dokunan bir psikoterapist: BAŞAK GÜRTEKİN TOPRAK

Bir Klinik Psikolog, Çift ve Aile Terapisti, akademik hayatını sağlık politikalarına adamış bir aktivist, aile şirketlerine danışmanlık...

Alkışlar Nevin Yılmaz’a

Başarılı tiyatro oyuncusu Uğur Aslan, “Afara: Bir Arabesk Müzikali” isimli oyununu kanser hastası kadın depremzedeler için sahneledi....
spot_imgspot_img

İlgili Yazılar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

spot_imgspot_img